17 Şubat 2013 Pazar

TREND 2013 GÜZEL KOMBİN KIYAFETLER

GÜZEL KOMBİN KIYAFETLER ile sizlere 2013 yılındada muhteşem bır sunum yapıyoruz. Umarız beğenirsiniz

Güzel kombin kıyafetler..








KARIN VE BEL YAĞLARINDAN KURTULMA YOLLARI

''KARIN VE BEL YAĞLARINDAN KURTULMA YOLLARI ''
Kilonuz normal ama sizi rahatsız eden bel ve karın bölgesindeki yağlar,bu yağlardan kurtulabilmeniz için beslenme alışkanlıklarını düzenlemek.
Önemli beslenme önerileri: 2-3 saate bir ara öğün yapın bu durum kan şekerinizi dengede tutmaya sağlayacak 
Ara öğün şekerli besinlerden uzak durun.Yoğurt,sut,ayran,meyveli yoğurt gibi besinlerden tercih edin.
Pirinç,patates,beyaz un,şeker kan şekerinizi yükseltir.Bu besinlere diyetinizde haftada 1 defadan fazla yer vermeyin.
Tam buğday ekmeği veya çok tahılı ekmek tüketin.
Öğlen ve akşam yemeğinde yoğurt yemeye çalışın.
Tatlı isteğinizi sütlü ve az şekerli tatlılarla bastırmaya çalışın.
Bunların yanında bel karın kasları için egzersiz yapmayı unutmayın.Bunları yaparsanız 1-2 ay içerisinde güzel sonuç elde edebilirsiniz.



EN YENİ TREND ZIMBA MODELLERİ 2013

ZIMBA MODELLERİ 2013

Zımbalar bu sezon moda olup hem ayakkabılarınızı, hem de deri parçalarınızı zevkle ve şıklıkla süsleyecek. Daha asi ve seksi bir görünüm için sizlerde mağazalardan temin edebilir ya da el becerinize güveniyorsanız kendiniz yapabilirsiniz.












HAFTADA 5 KİLO VERDİREN TREND ŞOK DİYET

''HAFTADA 5 KİLO VERDİREN ŞOK DİYET ''

Haftada 5 kilo vermek ister misiniz:?Paylaşacağım diyet listesi denenmiş  olup haftada egzersiz ile birlikte 5 - 8  arası kilo verebilirsiniz.
Bu diyete başlamadan önce doktora gidip sağlık açısından probleminiz olup olmadığını öğrenin,sağlık açısından bir probleminiz olmasa bu diyet sayesinde çok güzel kilo  verebilirsiniz.Bu diyet çok düşük kalori içeren diyet olup 7 günden fazla yapılmamalıdır. Aşağıda vereceğim  diyet listesine uyarsanız ve biraz sabırlı olursanız çok güzel kilo verirsiniz,kaçamak yaparsanız  faydasını göremesiniz benden söylemesi :))
Uzatmadan geçelim diyet listemize:
1. Gün
Sabah : 2 orta boy patates – haşlanmış olarak tüketin
Öğle : 2 orta boy patates – haşlanmış olarak tüketin
Akşam : 3 orta boy patates – haşlanmış olarak tüketin
2. Gün
Sabah : 2 orta boy patates – haşlanmış olarak tüketin
Öğle : 2 orta boy patates – haşlanmış olarak tüketin
Akşam : 2 orta boy patates – haşlanmış olarak tüketin
3. Gün
Sabah : 2 orta boy patates – haşlanmış olarak tüketin
Öğle : 2 orta boy patates – haşlanmış olarak tüketin
Akşam : 3 orta boy patates – haşlanmış olarak tüketin
4. Gün
Sabah : 1 elma, 2 mandalina
Öğle : 2 orta boy patates – haşlanmış olarak tüketin
Akşam : 2 but tavuk ızgara, haşlama, yeşil salata (1 tatlı kaşığı sıvı yağ)
5. Gün
Sabah : 1 elma, 2 mandalina
Öğle : 1 elma 2 mandalina
Akşam : 2 porsiyon balık ya da bonfile, karışık salata
6. Gün
Sabah : 1 elma, 2 mandalina
Öğle : 1 elma 1 portakal
Akşam : 2 porsiyon balık veya bonfile (karışık salata, 1 tatlı kaşığı sıvı yağ)
7. Gün
Sabah : 1 elma, 2 mandalina
Öğle : Patates salatası, yeşil soğan ve 1 tatlı kaşığı sıvı yağ
Akşam : 3 yumurta teflon tavada, yeşil salata



EN YENİ 2013 TREND GÜZELLİK İPUÇLARI

''GÜZELLİK İPUÇLARI ''
Yağlı saç görünümü sahip  olan bayanlara ipucu: Aniden bir haber geldi acil çıkmamız gerekiyor ama saçlarımız kirlenmiş yada yağlanmış bu durumda ne yapabiliriz diye düşünmeden hemen duşa saçımızı yıkamaya koşuyoruz ama zaman çok az  işte burada sizi kurtarıcı ipucu veriyorum azda olsa işinize yarar diye paylaşmak istedim.Gelelim iş başına :)) geniş uçlu bir makyaj  fırçası sizi kurtaracak, geniş uçlu fırçayı mineral bir pudranın içine batırın pudranın fazlalığını azaltmak için elinizle hafifçe vurduktan sonra pudrayı saç diplerinize uygulayın.Uyguladığınız pudra fazla yağı emerek saç tutamları arasına karışacak.Böylece yağ görünümü azalacak ve kimse anlayamayacak.
Sivilceleri azaltmak  için:Yağlı ciltlerde oluşan sivilcelere son verelim,bildiğimiz göz damlası ''Visine''yi sivilceniz üzerine sıkın. Sonra da üzerine talk pudrası surun,sabah kalktığınızda sivilceler azaldığını göreceksiniz.
Makyajınız kısa sürede yok oluyor:
Makyajınız yapıldıktan kısa bir süre sonra yok olup gidiyorsa, bunun tek bir sorumlusu var, o da cildinizin fazla yağlı olması... Bunun için nemlendiricinizi, makyaj yapmadan en az yarım saat önce sürmeniz daha doğru olacaktır.
Bu arada, kullanacağınız nemlendiricinin su bazlı ve yağsız olması gerektiğini unutmayın! Fondöten yerine, toz pudra kullanmanız da makyajınızın çok daha uzun süre dayanmasını sağlayabilir. 




15 Şubat 2013 Cuma

Neden Blog Yazan Kizlar Bekar Açaba

Blog yazan kızlar neden "hep" bekar ve yalnız?
Merhaba sevgili Şirince'liler. Hepiniz kıyamet dolu dakikalar yaşadınız, çeşitli çapsız espriler, komiklikler yaptınız durdunuz, eminim hepiniz çok pişman oldunuz. "Ben öyle bir insan mıyım" deyip kendinizi aklamaya çalışıyorusunuz şu an ama üzgünüm, evet öyle bir insansınız, "maya dağdan kalkan kazlaarr" nedir ayıp! Neyse bunları unutalım, konumuza odaklanalım. En az mayalar kadar önemli bir konu bu soruya yıllardır bir cevap arıyorum ama hala bulamadım, bildiğin bir lanet gibi bir şey blog dünyasının üzerine çöken. Uykularımı bölüyor, neden neden diye ağlıyor halde buluyorum kendimi bazen. Peki beni bu hallere düşüren durum nedir?


Blog yazan kızlar neden "hep" bekar, niye evlen(e)miyorlar?

2008 yılından beri blog yazarım, okurum. Bildiğim blog yazarlarının bir çoğu kızlardan oluştuğundan, geçen gün şöyle bir baktım, hepsi bekar. Hiç mi evli olmaz derken bir kaç tane buldum. Ama bir kaç tane. Özellikle geçmişten beri 3-4 yılı aşkın bir süredir blog yazan kızlara baktığımda hepsinin bekar olması beni şaşkınlıklara sürükledi (aaa sen de mi Neriman, seni görmeyen gözler kör olsun) aynı zamanda çok üzdü. Yaşları da almış başını gitmiş bazılarının. Sorun kimde bizim kızlarda mı yoksa erkek annelerinde mi? Bir de bir çoğu yalnız, hani bir sevgilisi falan da yok. Yani bir süre boyunca yine bekar olmaları garanti gibi. Bu konuyu tartışalım istiyorum öhöömm.

Yolu bir şekilde bloglardan geçmiş, (moda ve yemek blog yazarları kapsam dışı)  yazan, okuyan özellikle kişisel blog yazarı kızların hep bekar olması bence sosyolojik açıdan incelenesi bir durum. Hani insan cevap da bulamıyor ama bir takım teorilerim mevcut bu konuda ailenizin hocası ukturk hoca olarak.

Teoriler:

- Harbi kızlardan oluşuyor. Böyle canım cicim değiller bir çoğu, ciciş hiç değiller. Daha önce de demiştim delikanlı kızlar genelde blog yazıyor. Bir çoğu yaldır yaldır, çekinmeden yazıyorlar, eminim normal yaşantılarında da böyleler. Bu da kolay kız seven erkekleri onlardan uzaklaştırabiliyor sanırım. En sevdiğimden aslında benim ama işte herkes benim gibi kadir kıymet bilmiyor annem :(

- Çapkınlar. Bir çoğu çapkın evet. Uzun yıllardır yaptığım araştırmalarda bunu tespit ettim. Bu konuda çeşitli tespitlerim mevcut. Yakışıklıyı 10 km öteden tespit ediyorlar. Hatta şimdi bu biraz yamuk ama 5 sene sonra bildiğin Brad Pitt olur bu diye geleceğe yatırım yapanları da mevcut. Korkuyoruz :(

- Beğenmiyorlar. Hemen bir kulp bulabilme yetenekleri bir dünya harikası.
"Ayy yaa bu çocuk çok iyi melek gibi ama fazla yakışıklı olmaz"
"Burnu da yamuk mu ne?"
"Çok cimri yaa"
"Çantama uymadı olmaz, kırmızısı yok mu"
"Soyadını beğenmedim, ismimle güzel durmadı. 'Neriman Kopgelgünahlarından'
 - Evlenmek için yaşamıyorlar. Elbet bir gün onlarda evlenmek çoluk çocuğa karışmak istiyor ama acelesi de yok düşüncesi içindeler. Hani bazı kızlar vardır ya evlenmek tek hayat gayeleri olan, onlardan değiller. Hayattaki öncelikleri çok daha farklı kızlar bunlar. Aman da aman, nereye kadar nereye kadar!

-  Zengin koca arıyorlar ve daha bulamadılar ve o yüzden de daha evlen(e)mediler, bekliyorlar. Daha çok mu bekleyecekler yoksa yakında gazetelerden okuyacak mıyız bakalım. "Blog yazarı Neriman muhteşem bir düğün ile Paris'de evlendi. Çift nikahın ardından Maldivler'e uçtu."

- 2023'ü hedefliyorlar! Fotoğaftan da göreceğiniz üzere iktidar partisinin 2023 vizyonu arasında evlenmeyen blog yazarı kızları evlendirmek de var. Haydi kızlar nikah masasına projesini bu yıla kadar tüm blog dünyasına yayma hedefleri bulunmaktaymış.(aşağıdaki resimde gördüğünüz üzere) Başbakanımızı bu kutlu projesinden dolayı canı gönüden destekliyorum. Haydi kızlar önce nikaha sonra 2023'e! Çok geç olabilir, bir daha düşünün!


Ya işte böyle. Bunlar benim teorilerim tabii. Blog yazarı kızlarımızın "hala" evlenmeme sebeplerini de öğrenmek isteriz. Aşağı yukarı saydığım sebepler gibidir de neyse öhömm :) Bu şarkı da size gelsin canımmm :) http://www.youtube.com/watch?v=_DWChogg2o4

xoxo ukturk'o hoca.

Zerafet Güzellikten Önce mi Gelir

Kadında zarafet güzellikten önce gelir!
Merhaba sevgili seray severler, ramazan ayının bu son gününde yine sizlere ahkam kesmeye geldim. Rüyamda gördüm, kalktım ve yazmaya başladım. Böyle de şairane ve naif bir insanım görüyorsunuz. İnanmadınız değil mi ben de inanmadım gençler. Ama hani sorarlar ya kolpa popçuya" efendim bu şarkyı yazarken nereden ilham aldınız" gibi şarkıcı da böyle uzaklara dalar ve sokrates edasıyla bir cevap verir. Lütfen beni bu yzıyı yazarken o şekilde kafanızda canlandırın, çok özeniyorum o tiplere ben, yalanını senin demek istiyorum kendilerine ama kalitemden taviz vermeyeceğim, hocalık çizgimden çıkmayacağım :p Evet yine ilk paragrafta o taze, pırıl pırıl zihinlerinizi bulandırdım, ne diyor arkadaş bu hoca dedirttim kendime, asıl konumuza geçebiliriz, kıvama geldiniz iyice :)


Konumuz çok güzel bugün, çok büyük zevkle yazacağım ve önüme gelen tüm engelleri bir Nevin Yanıt edasıyla geçeceğim. Buradan da Nevinciğime çok selam yolluyorum, özlettin kız hayırsız! Ne diyorduk konu açık kadında güzellik mi zarafet mi öncelik gelir diye. Eminim buna bir çok kız zarafet kesinlikle zerafet canıımm diyecektir, ama bazıları kendilerine sanırım hiç aynada bakmıyorlar. Senin neren zarif be güzelim diyesi geliyor insanın. Ağzında sakız, dudağında küfür, saçma sapan kıyafetler, uzaylı bir konuşma tarzı... Kız tüm bu saydığımız özelliklere sahip ama zarafet zarafet diyebilir, şaşırmayalım. ("Ey genç, her sakallıyı hacı, her zarifim diyeni de prenses sanma" M.S. 2012 - ukturk Hoca) Aslında zarif kadın şöyle olur öhöömm;

Buram buram zarafet kokan kadın aslında anlatılmıyor gençler yaşanıyor her şekilde, her anda. Her adımı sizi daha da hayran bıraktırıyor, böyle bir şey yok arkadaş dedirtiyor size, her gün bir kez daha aşık oluyorsunuz. Yemeden içmeden kesiliyor, suyunuz ekmeğiniz oluyor, onu görmek onu izlemek, ona bir şey söylemek ondan bir şeyler duymak size yaşamak için yetebiliyor. Onun yanında bir ev kedisi olup çıkıyorsunuz. Sanırım kılıbıklık olayı bu tip kadınlar yüzünden ortaya çıktı. Ben bile yılların ukturk hocası, kazak erkeği, reyiz karşı koyamıyor böyle zerafete.

Zarif kadın, bir çok faktörden oluşuyor aslında. Giyimi, konuşması, yazışması, kullandığı dil, ailesi, eğitimi, bilgisi ve kültürü ile diğerlerinden ayrılan bir varlık kendileri. Tapılası, kısacası evlenilesi kadın demek hiç zor değil. En başta sorduk güzel mi zarif mi diye. Zarafet her zaman güzellikten önce gelir. Mesela bazen bakıyorsun kız çok güzel, bir içim su ama abartı dekolteler, bir seksi olma çabası, bir seviyesizlik, aşırıya kaçan cilve ve naz gibi özellikler barındırıyor, bir de diğer köşede baktıkça tekrar baktığın, dekoltesi varsa o bile estetik, konuşması güzel, adam akıllı sohbet edebildiğin hanım hanım biri var. Genelde zaten zarif kadın kendini güzel göstermesini de bilir, zaten güzeldir de. Anlatabildim sanırım. Böyle aşk gibi bir şey bunlar. Her eve lazım ama sayısı az. Buldunuz mı ya da o sizi buldu mu değerlerini bilmek gerek yoksa bunun cezası olarak paçoz, küfürbaz, ağzını yama yama konuşana yem olur gidersiniz gençler, üzülürüm, üzülürüz. Hayrettin Yapma yapmaaa! :)

Bu aralar kaşarlık moda gibi gösteriliyor ama itimat etmeyiniz. Hanım hanım kızlarımızın yeri her zaman ayrı gönlümüzde. Bazıları ömürlük, bazıları tadımlık işte hayatta, yapacak bir şey yok.

Kısacası, sarışınmış esmermiş bunlar hikaye. Önemli olan zarafet. Nasıl anlayacağım sayın hocam bu zerafeti diyenler var duyuyorum, anlatılmaz sevgili çekirge dediğim gibi yaşanır yahu. Kapılıp gidiyorsun zaten bu zariflik denizinin içinde, seni de daha beyfendi yaptığı kesin. Bu kadınlar bize Allah'ın bir lutfu bence, kadınlığın doruk noktası kendileri :)Ayrıca buradan tüm paçozlardan özür dilemiyorum, üzülmeyin sizde sizin gibi birini bulursunuz korkmayın, iki dirhem ete, yarım kilo kaşara çok para sayan adam var bu ülkede.Canlarım, vur gelsin çal oynasın :)

Hadi bayram öncesi yine iyisiniz, karada öüm yok bize gençler ama denizi bilmem. Deniz biraz dalgalı, boğulabiliriz bu hızla :p Bir dahaki ahkam kesme partimize bekler, hayırlı ve mutlu bayramlar dilerim. Öptüm hepinizi en kalbi duygularımla, ukturk hoca olarak kuvvetli nefesimler her zaman sizlerleyim :)

Not: Fotoğraf kaynağım Diana'ya teşekkürlerimi iletiyorum :)



Rüyanda Yumurta kirdiğini Görmek

Rüyada yumurta kırmak?
Merhaba sevgili seray severler. Mübarek ramazanda bir yazı ile daha birlikteyiz. Bugün size bazı şeyleri maddeleştirip ezberletmeyeceğim sadece gün içinde yaşamış olduğum daha doğrusu muhattabı olduğum bir olayı anlatmak için buradayım, ayrıca canım da sıkıldı içimden blogu dediğin güzel insandır naif insandır, benim derdimden anlasa anlasa onlar anlar dedim ve kendimi burada buldum bir iftar sonrası. Neyse bu kez goygoyu fazla uzatmayacağım direkt konuya giriyorum :)


Bugün sabah yine iş yerine gittim, böyle gece geç yattığımdan olayı orucunda etkisiyle şuursuz bir şekilde odama doğru giderken esmer stajyer önümü kesti ve "kaan bey dün gece rüyamdan sizi gördüm" dedi. Az önce demiştim ya hani şuursuzum, halsizim, öylece gidiyordum diye esmer stajyerin bu sözü ile şöyle bir irkildim, aklıma hemen fesat şeyler geldi, uyandım haliyle. Böyle pişkin bir şekilde "hadi ya nasıl gördün bakalım seni tatlı şey" dedim. Aslında tatlı şey demedim ama demek istedim, oruçlu olunca edepli de oluyorum sanırım istemsiz bir şekilde. Esmer stajyer cevapladı ama umduğum gibi değilmiş olay. Rüya şöyleymiş,
"Şimdi ikimizde aynı evdeymişiz, ben böyle kocaman bir balkondayım elimde yumurta varmış, yumurtayı yere düşürüp kırıyorum ve bu bizim esmer stajyere ah bak ya yumurtayı kırdım diyorum kız da alı canım al ben de bir tane daha var gibisinden bir yumurta daha veriyor bana. Sonra evin karşısında ağaçlar var, onlardan biri yanıyormuş, bizde bakıp bak yaa nasıl yandı, itfaiye çağıralım diye konuşmuşuz"
Evet rüyada yumurta kırmışım. Ceviz kırmak, fındık kırmak tamam da yumurta kırmak nedir sevgili blog severler. Google'a sordum birader rüyada yumurta kırmak diye pek açıklayıcı bir şeye ulaşamadım. Rüyada yumurta görmenin evliliğe ve zenginliğe dalalet ettiği falan söylenmiş hatta bazı yerlerde saygı değer bir kişinin ölümünden falandan bahsedilmiş ama düzgün bir şey yok. Evlendiğim de yok daha yoksa hayatımın aşkı bir an karşıma çıkacak ve iki günde düğün dernek mi olacak. Çok heyecanlı, filmlerdeki gibi :) Ama bu öyle bir şey değil çok merak ettim. Ya öleceğim ya kalacaüım sanırım, öyle bir rüya.

İşin özü, rüyada tabirleri konusunda uzman arkadaşların görüşlerini bekliyorum Ayrıca ben uzman değilim ama çok iyi sallarım, attığım tutar diyenlere de kapılarımız sonuna kadar açık. Onları kendime çok yakın görüyorum zaten. Hımm gerçekten evleneceksem acaba kim lan çok merak ediyorum evleneceğim kişiyi zaten. Söz verdiğim çok kişi var ama hangisi olacak acaba yoksa başkası mı yoksaa? :)

xoxo ukturko hoca




Hollandalıdan Sevgili Olmaz Acımasız Gerçekler

Neden bir Hollandalı'dan Sevgili Olmaz? | Acımasız Gerçekler

Biz Türkçe'de "Hollanda" demeye alışkın olduğumuz için başlıkta Hollanda'yı kullansam da, esas konuya devam etmeden önce, sizlere bu ülkenin esas adının "Netherlands" olmasına rağmen neden "Holland"ın kullanıldığını anlatmak istiyorum. :)

Hediyelik eşyalardan tutun da peynirlerine kadar "Holland" etiketleri ile pazarlanan bu ülkenin orjinal dilindeki adı "Nederland"mış efendim (İngilizce: Netherlands). Peki nereden geliyor bu kelime?

Nederland, "alçak ülke" anlamına gelmekteymiş çünkü; bilindiği gibi Hollanda'nın kimi kısımları deniz seviyesi ile aynıyken, geriye kalan her bir köşesi deniz seviyesinin altındadır. Allah bu şehrin eski deniz savunma ve drenaj sistemlerine zeval vermesin, bunlar sayesinde Amsterdam gibi şehirleri yıllardır sular altında kalması önleniyor.

Evet, az önce dediğim gibi biz daha çok "Holland" ismine alışkın olsak da aslında Hollanda; Amsterdam, Rotterdam, Lahey, Delft gibi şehirleri içeren batı kısmına verilen isimmiş. Bu karışıklık 400 yıl öncesine dayanırmış. O zamanlar 7 ayrı eyalet olan ve Flemenk Cumhuriyeti'ni oluşturmak için bir araya gelen bu 7 bölgenin en zengin ve yoğun popülasyonunu içeren bölgesine "Holland" denilirmiş ve bu isim tüm ülkeyi tanımlar hale gelmiş. Günümüzde bazı Flemenkler hala daha Hollanda ismini kullansalar bile, takdir edersiniz ki kimi bölgelerin insanları bundan pek hoşlanmıyorlar.
*
Tarih dersini bir kenara bırakalım. Sizlere bir Hollandalı'dan neden sevgili olmaz onu anlatacağım. Şimdi karısı, kocası, yengesi, dayısı falan Hollandalı olan varsa onlara "Sözümüz meclisten dışarı." demek istiyorum. Muhakkak ki onlar; nadir bulunan, sıcakkanlı ve sevimli Hollandalılar'dandır.

İtalyan bir kız arkadaşım, Hollandalı birisiyle asla sevgili olmayacağına dair yemin ettiğini söyleyince merak edip soruyorum. "Hayırdır, neden?" 

Başlıyor anlatmaya: 
- Bir Hollandalı sevgilim vardı. Bir gün iş yerinde tatsız bir olay oldu ve moralim çok bozuldu. Çok da iyi hatırlıyorum çarşamba günüydü. Sevgilimi arayıp moralimin çok bozuk olduğunu ve onu görmeye ihtiyacımın olduğunu söyledim. Beni dinledikten sonra: "Biz seninle cuma günleri saat 21.00-24.00 arası görüşüyoruz. Şuan çiçeklerimi suluyorum, meşgulüm, seninle ilgilenemem. Hem iş yerinde yaşadığın problemler seni ilgilendirir, bunu kendin çözmelisin." dedi. E tabi ben de bunu duyunca telefonu suratına kapattım.
...diyor.

İnanabiliyor musunuz?! İnanmak istiyor musunuz?!! Bu İtalyan bir kıza, ya İtalyanlığını bırak bir kıza yapılır mı? Sevgilim bana bunu yapsa telefonu suratına kapatmakla kalmaz, o cuma günü saat 9 ile 12 arası hayatı zindan ederdim ona. İşin kötü yanı, bunu anlattığım Hollandalı bir kızın olaya şaşırmaması. Malesef bu insanlar böyle güzel, böyle imkanlarla dolu bir ülkede, bu kadar medeni yaşarken aşırı bireysellikten öelecekler. Bu kadarda "ben" odaklı yaşanır mı?

Buraya geldiğimden beri uyum sağlayamadığım ve yadırgadığım tek konu budur çünkü; bizim örf ve adetlerimize ters. Biz, yemek saati kapımızı çalan arkadaşımızı sorgusuz sualsiz içeri davet eder ve masaya bir tabak daha koyup allah ne verdiyse beraber yiyen insanlarız. Bu hareketi bir Hollandalı'ya yapsam, yüzüme bakıp "Randevumuz mu vardı?" diye sorar ve müsait olmadığı için beni kapıdan döndürür. Beraber bir kahve içmek istersiniz "Hadi bana gel." diyemezsiniz. 2 hafta önceden randevu almanız gerekir. Görende CEO zanneder her birini. Eee, yaptığın sporu ve çiçek sulama saatlerini bile hiçbir şekilde ertelemez ve onlara da randevu gibi muamele edersen...

Çok yerden yere vurdum insanları. Özür diliyorum. Gerçekten çok iyi huyları da var. Onları da bir başka yazımda anlatıp, durumu eşitlerim. ;)

Ama buradan Türk kızlarına sesleniyorum. Eğer gece geç saatte kapının önüne kadar bırakılmak , eve sağsağlim varıp varmadığınızın kontrolü için aranmak istiyorsanız ya da ona ödetmeyecek olsanız bile hesabı ödemeyi teklif ve ısrar eden bir sevgilim olsun diyorsanız, bir Hollandalı ile çıkmayın derim. Kulağınıza küpe olsun. Demedi demeyin.


Aşkım Dağınık Yatağım Merhaba yatağın soğuk tarafı

Aşk'ın 1 günü | merhaba dağınık yatağım, merhaba yatağın soğuk tarafı
Merhaba, bugün yine bir topluma hizmet edeceğim. Bir toplum dedim sanırım, farkettim, hangi topluma hizmet edeceğimi belirlemedim. Her şeyle ben uğraşamam. Ama çok önemli bilgiler vereceğim, bir takım şeyler yazıp bunları sizlere ezberleteceğim. Korkmayın, bu zamana kadar yazımı okuyanlardan ölen olmadı sadece bazısı kötürüm kaldı, bazısı kendini Obama sanıyor, bazıları da çocukluğuna geri döndü daha geri dönecekler. O yüzden kendinizi bana bırakın, yaslanın şöyle bir canlarım :) Konumuz aşk erkeğinin (iğrenç bir isim aşk erkeği, aşk adamı nasıl, hımm evet bir kusup geleceksin sanırım) bir günü olacak. Aşk kadını (işte aşk kadını daha güzel ama hala garip) modelini ise bak sen allahın işine benden 10 saniye önce french oje blogunda yazmış. Tabii önce beni okuyun, önce büyükler! ahh pardon french sen daha mı büyüktün, öyle miydi gerçekten? unuttum asdasda :) öhömm neyse işte benim bir günüm. Kendimle konuşur gibi yazıyorum, delirmedim daha. Ama yakındır, sevinin :)


07:54: merhaba güneş almayan odam, merhaba dağınık yatağım, merhaba yatağın soğuk tarafı. Beş dakika daha uysam ne kadar güzel olacak. Diğer telefonumu açayım gece kapatmıştım kimse aramasın mesaj atmasın diye, bakalım kim aramış. Hıımm neriman, türkan, handan ve nazan mesaj atmış. yeni bir şey yok. hımm bir de İpekcim, gecenin ikisinde seni çok seviyorum yazmış, ben de seni ben de seni ama geç kalacağım sonra cevap veririm. Hangi gömleğimi giysem acaba, mavi çizgili olanı pastanedeki kız çok seviyor, düz beyazı da alt komşunun Ankara'dan gelen yeğeni Melis. Seçmek çok zor...

08:24: (işyerine gelirim). Merhaba Fikret abi (güvenlik) nasılsın aç kapıyı da girelim, simit aldım yer misin. Çayında vardır şimdi senin hadi gel içelim. (hükümete yüklenmeler, maç sohbetleri) sabah sabah açmışsın ferdiyi de. Aç sesini de keyfimizi bulalım abi. Adam çok güzel söylüyor, zaten olmasaydı derdimiz söyler miydi ferdi abimiz... ne güzel bir gün bu böyle, enerji doldum resmen.

10:13: (mesaj gelir). "Sen beni sevmiyor musun cevap yazmadın hala kaan, nerelerdesin :(" seviyoruz ya seviyoruz her dakika mesaj mı geçmek gerek seviyorum diye anlamıyorum ki, o kadar işin arasında nasıl mesaj atayım sana ben. Neyse dur şöyle yazayım. "sevmez miyim canım benim yaa kıyamam. sabah biraz geç uyandım acelele yazıp göndermiştim ama demekki gitmemiş. Ben de diyorum içimde kötü bir his var, bundanmış :/"...

12:01: (yemek vakti) Aslında İpek'e söz verdim ama şimdi taa onun evine kim gidecek en iyisi işim çıktı diyeyim, beklemesin beni. "canım bizim kurumda şimdi yurtdışından misafirler geldi onları yemeğe götürmemiz gerek, o yüzden ben gelemeyeceğim. öptüm kocaman"...

12:20: (lokanta) ustam şimdi sen önden bize aparitif birşeyler getir sonra her zamanki gibi kuşbaşı sonra da kapanışı ciğer ile yaparız... aaa mesaj geldi, kimmiş bakalım. İpek'ten. Bakalım yine ne yumurtlayacak. "aşkım ben de gitmem  o zaman, sen gelmiyorsan :/".... "biz ciğer yiyoruz. İpek sanada paket yaptırayım mı göndersinler, yersin"... Sanırım telefonunun sesi kısık cevap gelmedi....

15:00 (iş yeri) Aylin (stajyer) kızım gel şu kağıtları al fotokopilerini çekip getir bana ama sırası karışmasın, sakın zımbalama. Bu arada Aylin pembe sana çok yakışmış (derken mesaj gelir) İçine mi doğdu nedir kızın... Evet aylin, go aylin, koş aylin, ah aylin... neyse cevap yazalım "İpekcim canım şu an çok işim var ama akşam 7'de görüşelim, senden başka bir şey düşünemiyorum özledim."

18:10 (telefon çalar) "kaan akşam 19:30'da maç var necati'ye de söyledim seni de yazdık takıma hadi görüşürüz dıt dııttt" ne diyeceğim ben şimdi bu kıza yahu hep ekip duruyorum, intihar etmese bari. yok ya aklı başında duruyor gibi. Neyse iyi ki iş var, o olmasa nasıl bahane bulacağım. Seviyorum ama kendime de zaman ayırmam gerek ne yapabilirim...
- Canım hani bizim şu misafirler vardı ya hımm onlarla olan işimiz uzadı biraz. Sanırım akşam yediye yetişemeyeceğim, haber vereyim de bekleme beni..
+ Ama yaa hep böyle yapıyorsun kaan, o kadar makyajı boşuna mı yaptım ben :(
- İpekcim sen makyajsız da güzelsin hem ne var silmeye hemen silersin. Ayrıca silme ne olacak sabah silersin!
+ Ama o zaman rüyama üç harfliler girermiş diyorlar...
- Kim çıkartıyor canım bunları, yalaann. makyajını silmezsen rüyanda en fazla 4 harfli görürsün o da benim zaten haha :)
+ Çok komik!. dıt dıtt dııttt..
- Neyse, bir çiçek alır giderim alırım gönlünü. maça odaklanayım ben :)
22:00 Maçtan sonra da çorba iyi oldu yahu. Neyse bugün çok yoruldum, eve gideyim en iyisi. İpek ne yapıyor acaba. Uyumuş mudur ki. Arayalım bakalım, anlarız. Öhömmm....
- Merhaba ipek nasılsın canım, maçtan yeni çıktım da arayayım dedim
+ seni düşündüm hep acaba beni ne kadar seviyor diye.
- yaa öyle mi ne şeker. ben de hep seni düşündüm maçtayken. hatta bir an  dalmışım baktım gol olmuş. varsı olsun senden önemli mi :)  (20 dakika sürer konuşma)
22:30 Bir kahve yapayım da internete bakayım bakalım ne var ne yok, az biraz tweet atayım, saçmalayayım. Belki bloga yazı falan da yazarım. Bir iki kıza daha 30 yaşına geldiğinde hala evlenmediysen seni ben alacağım diyeyim. Bekarım, yalnızım diyeyim. Sarışın öğretmen masalına devam edeyim. Blog maillerine bakayım ama cevap vermeyeyim. Mesajlara cevap yazayım, kahve içsek diyenlere neden olmasın diyeyim, ortada kalsın.. tüm bunları derken uykum gelsin.

00:30 Sanırım İpek'i seviyorum. Bu kadar ilgisizliğime rağmen hala benimle ona daha fazla zaman ayırmayalım. Dur bir mesaj yazayım sabah görünce mutlu olsun...

--------
Bitti. Yazılan isimler temsilidir :) Yukardaki örneğimiz klasik eli yüzü az da olsa düzgün Türk erkeğini yansıtmaktadır. Aşk nedir bilmez bunların çoğu, bazıları hiç takmaz bazıları da aşk nedir bilir gibi yapar. O yüzden pek fazla beklentiye girmemek gerek.

Ama 00:30'da böyle aşka da gelebilirler bazıları mesela ben. Hani ne kadar ayı olsam da kazmalık konusunda doçentlik diplomam olsa da karşımdakinin sevgisini görünce böyle kedi gibi olabiliyorum. Tabii bu çok uzun sürmüyor uyuyup uyanınca unutuyorum. Telefonla mesajla olmuyor, ya da hafta da bir kaç görüşmeyle. Evlenmek gerek :) O zaman sanırım aşkın 1 gününü daha anlamlı bir şekilde yazabilirim. Şimdi yok, malzeme bu kadar. Ama cevherim çok fazla ama yerim dar, zamanım dar :)



Mini etek giyip çekiştiren kız vs Soğuk havada mini giyermi

Mini etek giyip çekiştiren kız vs Soğuk havada mini etek giyen kız
Konnichi wa yavru kuşlar. Ailenizin damadı, biricik yavrusu damat ferit yine önemli bir toplum sorununa el atmak için karşınızda olacak. Yine yok "ayol komşunun kızı Ayşe'ye ayıp oldu", yok "Serpil şöyle" demeden her gelen topa vuracağız, böyle doksana doksana arkadaşlar. Bundan anlatılmaz bir zevk alıyorum ben, deli manyak olduğum söylentileri doğru sanırım huhe :)  "Aaaa kaynımda da var" diyeceğiniz durumlarımıza geçelim cicişler isterseniz vakit kaybetmeden. Ver gelsin sütlü nuriyemm.


Konu oldukça açık hepiniz zeka küpü insanlarınız açıklama yapmacağım fazla, şimdi bir tarafta yılların mini eteklisi ama çekiştiren kız diğer tarafta da eksi bilmem kaç derece soğuklara bana mısın demeyen mini etekli kız. Çok çekişmeli bir mücadele olacağı kesin, sonuç önceden kestirilemez kesinlikle. Zaten sevgili iddaa'da buna eşit bahis açmış. Bakalım hangisi daha çekilmez göreceğiz. Aslında bakarsanız yavru kuşlar ikisi de ayrı bir manyak ayrı bir varlık türü. 

Mini etek giyip sağını solunu orasını burasını çekiştiren kız

Allahın cezası bir şey bu. Hani bir mini etek zevkimiz vardı vay vay vayy çantaya bak dediğimiz onu da bu gözü kör olacasıcılar, yağmurda şemsiyesi ters dönesiciler aldı götürdü yeminle. Sanki gören de zorla giydiriyoruz sanır. Kafasına silah dayamışlar da bu da giymiş o el kadar eteği sonra bu da gelen bakışlara dayanamayıp off pofflar eşliğinde sağını solunu çekiştiriyor. Ayıp lan ayıp, mini etek dile gelse kim bilir neler diyecek de garibimin dili yok. Ama damat ferit amcası var, ben mini eteklerin sesi olacağım bundan sonra. Yok öyle çekiştirmek falan gayrı huhe :)

Hem ayy çok bakıyorlar diyorsan giyme kızım o eteği. Sen giyeceksin ben de bakacağım, bu kadar basit bu olay. Doğanın kanunu bu. Nasıl aslan ceyalnı avlıyorsa, mini etek giydiyse kız bakılır. Hatta kritiği yapılır. "Oğlum bunun bacaklar çarpık lan, hem yılların halı saha topçusuyum ben böyle baldır görmedim" gibi :)) Ne yani kafamı mı çevireyim allah allah :)) Ben bakmam abi diyen arkadaşlar da adam olsunlar önce, yalanınızı yiyim lan, kızlar bunlardan korkun ben yapmam ben etmem,, ben bakmam diyenlerden önce bunlar bakar. Pis herifler :) Benim gibi bakarım ben diyenleri dürüstlüğünden dolayı bağrınıza basın huhe :)

Soğuk havada mini etek giyen kız

Bunlar da ayrı bir cins. Sen koskoca adam o kadar kazak, o kadar palto, o kadar atkı bereye bürünmüşsün yine de üşüyorsun bu kız çıkmış minicik eteği ile salına salına geziyor. Küfreder gibi. Bunlar zaten hemen dikkat çekiyor, aaa kıza bak lan bizim götümüz donuyor o etek giymiş lafları her yerde yankılanır bu gibi durumlarda. Bir de şey var,

- oğlum lan kıza bak etek giymiş yavrum benim.
+ hee gördüm gördüm, giyer tabii sen olsan sen de giysersin
- niye ki lann
+ sende de o kadar ateş olsa sen de giyersin ne yapsın garip
- ehehuhehe

Yaa işte böyle garip esprilere ve yaftalamalara da maruz kalır bu kız. Çok üzülüyorum aslında bu kızlara, sanırım ateşleri çok yüksek söndüremiyorlar da, vah vah :(( Yardımcı olmak isterim, insanlık öldü mü sayın blog sakinleri, sizinki ölmüş olabilir benimki hala yaşıyor. Bu kızlar bana ulaşsın her türlü maddimanevi yardımımı esirgemeyeceğim insanlık namına. Hayvansın damat diyenler, laflarınız aynen size iade ediyorum. Sizin içiniz fesat şekerim!

Gel gelelim sonuca amacımız hangisi daha kötü çekilmezi bulmaktı. Ben bu kadar yazdım bence mini etek giyip sağını solunu çekiştiren kız en çekilmezi, evlat olsa çekilmez, ağzının üstüne vurmak lazım bunların. Diğeri gayet kendine özgü sebeplerden kaynaklanan bir olay. Onları seviyorum aslında ben :)) Bu kara kışta mini giyne kız arkadaşlar yaz aylarında da minisini giyiyor. Öyle can bir insan, harika varlık.Onlara toplum içinde sahip çıkalım bu kışın yazı da var arkadaşlar, iyi hesap yapın huhe :))

Öptüm canlarım :)

Güzel kız nasıl olur konulu anketimize sende katil

"Güzel kız nasıl olur?" konulu anketimiz sonuçlandı | şaşırtıcı sonuçlar!
Merhaba fantaya sarı kola diyen güzel insanlar, güzel kız nasıl olur başlıklı anketimiz sona ermiş durumda. Tam on gün sürdü anket ve 52 kişi katılmış bu yüce anketimize. Eee bana da sonuçları size bildirmek ve bunun sosyolojik ve patalojik analizin yapmak düştü tabii. Pataloji ne bee diyenler ben de bilmiyorum geçen gün duydum hoşuma gitti tıp terimi sanırım. Hatrı kalmasın onun da analizi yapalım dedim. Böyle de harika bir insanım. Oturduğım yerden daha ilk paragrafta milyon tane yalan söyledim. Yazının devamını düşünebiliyor musun Neriman? Öhömm evet güzel kız nasıl olur demiştik. Çok ilginç şıklar arasında benim açımdan hiç de şaşırtıcı olmayan sonuçlarımız şöyle efendim :)



1. Sarışın Olur (%30)

En çok oyu alan şıkkımız gördüğünüz gibi sarışın kız şıkkı. Anketimize katılan %30'luk bir kesim güzel kız dediğin sarışın olur arkadaş ne öyle esmer, kızıl falan demiş! Yıllardır ben diyorum sarışın kız şöyle güzel şöyle harika diye yaa gördünüz mü halk da sarışın kızdan yana. Halkın sesi olduğumu bir kez daha kanıtlamş oldum. Sessiz çoğunluğun sesi, halktan biri, o ukturk! Ama gençler şimdi size gerçekleri açıklamam gerek, alt paragrafa alayım sizleri orası daha havadar :)

Yıllarca böyle dedim ama artık anladım işin gerçeğini. Tamam sarışınlar biz erkekleri hemen etkiliyor, böyle ayrı bir cazibesi var nedenini ben de çözemedim, kedi canını senin diyesi geliyor insanın görünce ama bir esmerin tadını bulmak çok zor onlarda. Şimdi ne oldu da böyle vazcaydın çaakkaaal! diyen içi fesat arkadaşlar olabilir aranızda, onları yüce mevlama havale ediyorum. Ben doğru yolu buldum, darısı onların başına. Sarışınlar da üzülmesin kaan olmazsa tarık olur, necati olur, hakan olur yani, ne önemi var :p 

2. 10 km öteden tanırım (%23)

Evet güzel kızı ben 10 km öteden bile tanırım, güzel dediğin benden sorulur diyen kendine fazlasıyla güvenen bir kitle mevcut. %23'lük bir kitle bu. Bunlara sorsan sarışın da severler, esmer de, kızıl da. Öyle maymun iştahlıdır bunlar. İflah olmaz kitle bunlar! Pis adamlar! Bunlardan bazıları bıraksan burnunun ucunu göremiyordur ama gel gör ki konu güzel kız olunca hemen bir havalar bir afralar tafralar. Havan kime yabancı! Alırım anahtarınızı :) Güzel kızı görünce insanın eli ayağına dolaşıyor, kız kaçmasın diye bir dikkat kesiliyor insanlar, sen de çıkmışsın yok 10 km'den tanırım güzel kızı falan diyorsun, 5km olsa hadi neyse :p

3.Gol olur (%19)

Şakacı çocuklar. Şimdi bunlar içinde iki grup var. Birisi nefes alsa yeter abi bu yoklukta bir de güzelini mi arayacağız allah aşkına diyenler. Ki bunlara da hak vermiyor değilim, bahaneleri gayet tutarlı sonuçta :) Bir de içi fesat arkadaşlar var. Arkadaş dediysem yanlış anlaşılmasın işim olmaz bunlarla :) Mail atmışlar bir de bana "abi tabii ki gol olur yaa kaçırır mı hiç zeytinburnu çocuğu" diye. Bir tanesi daha yazmış yine bu tarzda: "golün adı Semih". O kadar ders verdim hiç beni örnek almamış bazılarınız, emeklerim boşa!!11 :p 

4. Bence yok (%15)

Güzel kızın olmadığını iddaa eden bir grup.Çok ilginç! Acaba hiç güzel kız görmediklerinden mi böyle söylüyorlar yoksa başka hocalardan okudukları yazılardan etkilenip cool havalarda mı geziniyor bunlar. O kadar dedim çakma hocalara aldanmayın ukturk hocadan şaşmayın diye ama işte böyle çin malı ucuz hocalara kanıp gençliğini heba eden arkadaşlar da mevcut. Onlara her zaman kapımız açık. Bizim dergahımıza ukturk hoca dergahına geldiklerinde artık onlarda güzellerle tanışacak. Huzur ukturk hoca dergahında! 

5. Hepsi Benim (%11)

Doyumsuz bir grup. Sapkın bir grup olmasından şüphelenmiyor değilim. Nasıl hepsi senin lan. Biz neyiz burada! Ayıp ayıp, komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir. Hiç yakışıyor mu sizlere böyle davranmak hem piyasa zor, piyasa engebeli, öyle yedirmezler hepsini sana pastanın.Kavga büyük, güzel kız aslanın ağzına düşmüş bu zamanda. Öyle yok.Herkes payına düşen neyse onu alacak, komşunun tavuğuna sarkmayacak. Adil düzen gelecek. Şehrezat 1 TL olacak, tayyip hesap verecek!!1

Bir düzeyli anketimizde daha buluşmak üzere sayın basketbol severler. Güzel kızlar sizinle olsun :)


Kız tavlama teknikleri Orta Yol Hikayesi

Ortak Nokta hikayesi Kız tavlama teknikleri
Merhaba. Yine gündem değiştirecek, fantastik bir yazı ile birlikte olacağız siz sevgi kelebekleriyle. Her yazımda olduğu gibi bu yazıyla da hayatınızda farketmeden yeni açılımlar yapmış olacaksınız. Ayrıca hatırlatayım yapılan son araştırmalarda benim yazılarımı okuyanların bir çoğunun depresif belirtilerinin azaldığı hayata daha mutlu ve umutlu baktıkları ortaya çıkmış. Kısacası boşuna psikologlara torba ile para vermeyin, bu sayfaları okuyun hem de bedava. Doktora gitmek yerine üfürükçü hocaya gidenlerin mekanı blogmania. :)



Neyse gevezelik yaptık yine, konumuz çok mühim. "Ortak nokta".  Yani birini çok beğendiniz veya tanışmak istiyorsunuz ama nasıl yapacağınız hakkında bir fikriniz yok işte burada ortak noktalar önemli bir rol oynuyor. Bunlardan bahsedeceğim siz sevgili çekirgelere.

Evet, öncelikle tanışmak istediğimiz kızın ve erkeğin nelerle ilgilendiğini tespit etmemiz gerek. Profesyonel bir çekirgenin kesinlikle önce bir fizibilite etüdü yapması gerek! Aslında direkt bodoslama "seni seviyorum nerimann sensiz bir tek anım geçmiyor, sensiz yapamam" da diyebilirsiniz ama bunu pek tasvip etmiyorum. Karşı tarafı korkutabilirsiniz. Yavaş yavaş giden daha iyi oluyor, aceleye gerek yok gençler. İlk dersimizde demiştim hatırlayın sabrın sonu selamettir! Nelerle ilgilendiğini, neyi sevdiğini gözlem yoluyla tespit ettik.. Burada gözlem önemli, başkalarına sormadan kendiniz halledin, öyle sağa sola reklam olmaya da gerek yok. Kendi işinizi kendiniz görün :)

Örneğin kızımız şu tür müzikleri dinliyor, şu dizileri izliyor gibisinden şeyler. Bunlar çoğaltılabilir. Hobi diye nitelendirebileceğimiz ortak noktalar bulunmalı önceden.Bu sayede bir muhabbet açabilir, konuşmak için bahane üretebilirisiniz. Tahmin edersiniz ki işin en zor kısmı bahaneyi bulup muhabbeti açmak kısmıdır. Sonrası da zor tabii ama orasıda sizin yeteneğinize kalmış artık.

Burada tabii işin çakallığına kaçıp o ne ile ilgileniyorsa sizde onla ilgilenebilirsiniz. Bu da bir yöntem. Zaten ben de aslında ondan bahsedeceğim. Evet aynen öyle yapıyoruz. Bu zamanla ortaya çıkar diyenler çıksın hiç önemi yok, bizim amacımız kız ile tanışmak, muhabbeti kurmak ve ilerletmek. Gayet kutsal bir amaç için yapıyoruz bunu. O yüzden bu yolda yapılan her şey mübah. Caizdir, ukturk hoca olarak icazet verdim :)

Zaten zamanla kızımız sizi sevdikten sonra zaten o sizin farklı, übersonik hobilerinizi gözardı edecektir, hatta sempatik gelecektir. Ama bunu profesyonelce yapabilmeniz için kültürel altyapınızın da belli bir düzeyde olması gerekiyor, yoksa ayy ben de onu çok seviyorum dersiniz, bir soru gelir öyle kalırsınız. Yani her yoldan biraz biraz bileceksiniz, hatta tat almış olacaksınız. Misal ben her türlü müziği ara ara dinlediğim için hepsi hakkında az da olsa atıp tutabiliyorum. Her müzik akımı ile ilgili  iki-üç sanatçı biliyorum. Misal, country müzik seviyor kız, hemen yapıştırıyorsun, "evet evet çok hoş ama şu yeni nesil hani taylor swift gibiler var ya onlar çok bozdu ya, kız çok güzel ama olmuyor yani, country değil onlar:/ böyle bir havalar yani. Hoşunuza gitmeyebilir bu tavırlar ama zafere giden yolda çekilen çile kutsal biliyorsunuz. Ne pis bir adammışım ben piiii :)

Dediğim gibi amaç tanışmak onun için bir bahane bulmak. Yoksa hep sizin yaptıklarınızı yapan bir kızı bulmak çok zor olsa gerek, zaten sıkıcı da olur. Ayrıca neden bir rockçı kızdan mahrum kalsın siz ferdi sever, orhan baba sever çekirgeler. İzin vermemm!!! Daha önceki derslerimizde gördüğünüz taktikleri de uygulayarak, sevimli bir profil çizip kızın size sempati ile bakmasını sağladıktan sonra salın gitsin, hiç önemi yok. Bir gün orhan bir gün ferdi dinleyin ver gelsin. Hatta zamanla göreceksiniz kızımız da sevecek sizin yaptığınız şeyleri :) Tabii tanıştıktan sonra arada yaşanan kısım sizin yeteneğinize kalmış, zaten doğuştan bir yeteneksizseniz istersen kızla gerçekten 100'de 100 uyumun olsun her konuda yine olmaz.

Allah utandırmasın :) 

Not: Bu arada blogumuza yeni bir arkadaşımız daha katıldı. Taaa Amsterdam'lardan buldum da getirdim. Öyle naif, öyle şirin bir insan ki kendisi, benim düzeysiz ve ipe sapa gelmez yazılarımın yanında bir güneş gibi parlayacak. Farklı bir tat, blog dünyasının derinliklerinden buldum :)





Mühendis kızlar nasıl tavlanır nereden anlaşılır

Mühendis kızlar nasıl tavlanır?
Merhaba bir önceki yazımız olan Mühendisten kız, kızdan mühendis olur mu? mühendis camiasında büyük bir etki yaptı. Bir çok teşekkür maili aldım. Ayrıca benimleee evleeennn ukturk diye şeylerde almadım değil.

Mühendis kızlara canım feda ne demek :) Evet, daha önce demiştim mühendis kızlar nasıl tavlanır diye yazacağım diye işte o gün bugün. Mübarek gün. Güzel mi güzel, akıllı mı akıllı, şirin mi şirin, tatlı mı tatlı mühendis kızları nasıl kendimize aşık ederiz veya onlara nasıl yaklaşmalıyız, bunların hepsini az sonra açıklayacağım. Bu yazı için bir çok güzeller güzeli mühendis ile görüşmeler yaptım. Onların aktardıkları ışığında kendi çarpıtmalarımı da ekleyip size sunuyorum. Hadi bakalım :)





Şarkı, şiir, çiçek gibi şeyler pek fazla etkilemez



Evet, mühendis kızlarımız bu üçlüden pek etkilenmiyorlar. Seviyorlar tabii çiçeği, şiiri ama bir erkek ona oturup şiir yazdı, şarkı söyledi veya çiçek verdi diye "aaa kaan ne kadann romantiksin cınımm, hayatımın aşkını buldum sanırım <3 data-blogger-escaped-span="">" diye bir şey yapmalarını beklemeyin. Mantık ön planda. Hoppa değiller. Zaten bir şiir ile çiçek tav olan kız nasıl bir şeydir sorarım sizlere. Biz zaten kolayı sevmiyoruz çekirgeler olarak :) Buradan da anlıyoruz ki mühendis kızlar ideal kıza en yakın kız topluluğu öhöömm!



Bir çok kız gibi onlar da sürprizleri severler



Hemen hemen her kız sürprizleri sever. Kim sevmez ki, hiç olmadık zamanda hiç aklınızda hiç yokken çıkıp gelen tatlı sürprizleri. Ben bile seviyorum bana da yapın illa mühendis mi olmam lazım :/ Tabii yaptığınız sürprizler sizin hayal gücünüze kalmış, her şeyi de benden beklemeyin, ileride evlenince de mi beni çağıracaksınız :p Ama fazla abartmayın, sürprizden kastımız pahalı hediyeler değil, zaten mühendis kızlarımız pek hoşlanmaz öyle göktenn inme pahalı hediyelere. Sonuçta yeni yeni tanışıyoruz :) Bayram değil seyran değil ne bu hediye, parası ile beni tavlayabileceğini mi sanıyorsun zibidi derler mühendis kızlar hemen. Adam olun, çıtayı yükseltmeyin :)



Gururludurlar, burunları her zaman diktir.



Burası çok önemli gençler. Hiçbir zaman üstünlük taslamaya çalışmamak gerek. Bir çok kıza öyle yapmamak gerek tabii ama mühendislere kesinlikle yapmayın. Hemen bozabilirler sizi. Böyle isyankar yapıları var sanki. Eyvallahları yoook! :) Gururları her şeyden önce geliyor. Hani, yok çok zenginim, yok çok yakışıklıyım yok gözümün üstünde kaşım var gibi şeyleri çok hissettirirseniz, sıkılır mühendis kızımız sizden. Amaan tohumuna para mı saydım ben senin der ve ben neyim lan ben neyim diye sol kroşe çalıştırabilir size. En delikanlı, en dik duruş gösteren kız grubudur mühendis kızlar, yamuk yapmayın :)



Sululuğu sevmez, lunapark sever



Dedik ya farklı kızlar bunlar. Diğerlerine benzemiyor. Mesela gittikçe artan bir kitle var kızlar içinde şöyle ifade edelim, evet oynat uğurcum;



- Kaaan bana hiç seni seviyorum demiyorsun yoksa beni sevmiyooo musun :/

+ Sevmez olur muyum hiç dedik ya az önce unuttun mu?

- 2 saat olmuş ama yaa kesin aldatıyorsun sen beni, sevmiyorsun ühühühüü...



Evet böyleleri var. Gerçekten var, böyle sulu tipler, fazla aşk böcükleri. Mühendis kızlar bunlrdan değil, böyle yalancı aşk gösterilerini sevmez, her şeyi yerinde ve zamanında severler. Zaten ben de sevmem, benim idealim sanırım mühendis kız :) Büyük bir çoğunluğu içindeki çocuğu muhafaza eder, zaten sıkıcı mühendislik konularıyla haşır neşir olduklarından içlerindeki çocuk her daim durur. O yüzden de zaten daha sevilesi oluyorlar ya. Lunapark'a götürmeyi deneyin, alın size sürpriz! :)



Portakal suyu severler



İşte günün en büyük tüyosu. Yaptığım araştırmalar neticesinde bu sonuca ulaştım. 100 mühendis kıza sordum, en sevdiğiniz içecek diye. Şıklar şöyleydi.



a)Rakı b) Ayran c) Şalgam d) Portakal suyu e) Elma hoşafı suyu



Bu kadar zorlu şıklar arasında portakal suyu 100 kişinin 88'inin oyunu aldı. Yani bu kızlara ne içersin diye sormanıza gerek yok direkt koyun önüne portakal suyunu. Taze sıkılmış olacak ama. Sonra diyecekler aaa ne tatlı çocuk, başkası olsa gider şalgam falan verirdi diyerek size karşı olumlu hisler beslemeye başlayacaklar :p Denemesi bedava :)



Bu kadar yeterli sanırım. Bunları yapıp başarısızlığa uğrayan olursa, bu benim yazdıklarımın eksikliğinden değil senin beceriksizliğindendir çekirge. Ayrıca her eve bir mühendis kız kampanyasını da buradan başlatıyorum. Allah utandırmasın. :)

Güzel Bir Soru Mühendisten kız kızdan mühendis olur mu

Mühendis'ten kız, kızdan mühendis olur mu?
Merhaba. Bugün yine toplum ruh sağlığı açısından çok önemli bir konudan bahsedeceğim. Her zamanki gibi bu yazıyı okuyanlar cennete daha da yakınlaşacak ve nefis bir kişisel tatmin sağlayacak. Evli olanlar ise aldıkları feyz ile üç çocuğu garantileyecek. Konumuz mühendis kızlar. Kimdir bu mühendis kızlar. Nerelerde yaşarlar, kimleri severler, nasıl davranışlar sergilerler.. Evlenilmeli midir bunlarla. Kedi mi severler yoksa köpek mi, yoksa mendeburun teki midir? İşte bu ve buna benzer bir çok sorunun cevabını az sonra siz seray severler için açıklığa kavuşturacağım. Mühendis kızlar için bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak!!!


Yazıyı yazmadan önce internette dolandım ne kadar bilinen yanlış bilgi varsa topladım. İşte onlardan bir demet tiyatro sizlere. Mühendis kızlara olan bakış açısı;
mühendisten kız, kızdan mühendis olmaz.
mühendis de olsa kız kızdır.
kendini çok güzel sanan mühendis kız.
bıyıklı mühendis kızlar.

Yukardaki örneklerde de gördüğünüz gibi mühendis kızlarımıza olan bakış açısı bu şekilde. Müthiş bir ön yargı var yani. Bu söylemleri geliştiren erkek ise eğer zaten büyük ihtimalle nefes alsa yeter modundadır. Ama ulaşamadığı için hemen çamur atmaya, mühendis ne lan der. Gören de yanında kate upton falan var sanır. Eğer bunu söyleyen kız ise, büyük ihtimalle çekemiyordur, kız çalışmış, okumuş mis gibi mühendis olmuş. İşinde gücünde. Bizim kezban'da ise bir şey yok. Vakıf üniversitesinde sanat tarihi, iletişim, görsel medya gibi übersonik bölümlerde okuyordur en fazla. Bir çekememezlik durumu. Tek şansı zengin koca veya zengin bir babadır. Kısacası her türlü babayı alacaklar. Mühendis kızlar ise öyle mi hiç!

Mühendis kız gerçekleri şöyledir;

- Doğaldır, suratını bilmem kaç kat boya sürmeden de güzeldir.
- Kımıl zararlısı tipler tarafından sürekli saldırıya maruz kalsa da vakur duruşunu hiç bozmaz, delikanlıdır :)
- Hem akıllı hem zeki hem de nasıl hanımefendi olunurun resmidir.
- Yemek de yapar kariyer de.
- Hem çocuk hem yemek hem de kariyer yapanları da çoktur.

- Öğretmen kızların tahtını sallar. Gümbür gümbürdürler.
- Uyumludur, samimidir sanırsın melek.
- Görücü teyzelerin son gözdesidir.
- Elleri öpülesi, yanakları makaslanası, böyle yüzü ovuşturalası bir şeydirler.
- Analitik düşünebilir, sığ değildir. Açık denizleri severler, ufku geniş kocamaaan bir denizcidirler.
- Freedom sözcüğünün vücut bulmuş halidirler, kendi kendilerine yeterler. Alayına giderler, eyvallahları yoktur.

Bunları nereden uydurdun ukturk'cüm canım ciğerim diyenler, bunlar yaşanmışlar ve gözlemlerin kesişim kümesi. Bunca zaman ses çıkarmadım ehe herkes kötü bilsin uzak dursun doğruyu ben bileyim dedim içimnden. Geçen gün düşündüm böyle bir yaklaşım sana yakışmaz ukturk diye ve bunları kamuoyu ile paylaşma kararı aldım.

İleri yazılarımda mühendis kız nasıl tavlanır konulu bir yazı daha yazmayı düşünüyorum. Çekirgeler hazır olsun, antremanlarını aksatmasın, marşımızı dinlemeye devam etsin. Bomba gibi geliyoruz aslanlarım benim.. öhömmm. Ayrıca mühendis kızları koruma ve dayanışma derneği kurmayı düşünüyorum. Avrupa Birliği fonlarından hibe aldım. Hepsinin ben yiyemem gelin beraber yiyelim :) hımm bir de bu yazıdan etkilenip "bir mühendis sevdim" dizisi çekmek isteyen yapımcılar varsa lütfen beni rahatsız etmesinler, üzerimden prim yapmanıza izin vermem :p

Mühendisle kalın :)

Eurovision şarkımız çocuk şarkısı gibi sempatik ama yetersiz

Eurovision şarkımız çocuk şarkısı gibi | sempatik ama yetersiz
Merhaba canımız ciğerimiz Eurovision sürecine girik yine ülke olarak :) TRT'de bu sene ülkemizi Azerbaycan'da yapılacak olan Eurovision'da temsil edecek olan Can Bonomo'nun hazırlamış olduğu şarkı tanıtıldı. Hep beraber dinledik, yarın sabaha kadar herkes dinlemiş olacak nereyde ülkedeki :) Hemen yorumlamam lazım yoksa içimde kalır. Ayyyy eurovison'da ney yaa sadece biz önem veriyoruz diyenlerin ağzına terlikle vuracağım :)


Öncelikle şarkının girişi falan çok güzel. Dedim olmuş bu güzel lan diye devam ederken. Şarkının sözlerinin çok yetersiz olduğunu farketmem pek uzun zaman almadı. Ayrıca Can'ın çok da iyi bir ingilizceye sahip olmadığını da görmüş olduk böylece. Ses de pek iyi değildi. Ya da söyleyemedi bilemiyorum :) Sözler yetersiz müzik daha fazla ön plana çıkmış haliyle.

Müzik ön plana çıkmış ama şarkı ve melodiler bildiğin bence çocuk şarkısı tadında. Marş gibi bir şarkı ama biraz çocuk marşına kaçmış gibi. Aklıma hemen susam sokağı falan geldi hani, böyle fazla neşeli şarkılar olan. Ama hareketli değil neşeli :) Kısaca sempatik ayy ne hoş diyebileceğimiz bir şarkı. Ama bir yarışma şarkısı değil kesinlikle. Ama yine de çok kötü değil ama yetersiz. Eurovision'a gitmez bu şarkı malesef.



Ben her sene kaçırmadan izlerim eurovision'u hatta geçen sene twitter'dan canlı yorumlar yapmış hangi kız güzel öhömm pardon hangi şarkı güzel diye kritik yapmıştık :P Bu sene de işim falan olmazsa izleyeceğim. Can Bonomo kardeşimi de yürekten desteklediğimi belirteyim ayrıca. İnşallah herkes benim gibi düşünmez iyi bir derece alır. Sempatik çocuk Can, şarkısı da sempatik. Bakalım sempatiklik yetecek mi, hadi bakalım :)

2013 Modası Kareli gömlek Fashion

Kareli gömlek | Fashion with damat ferit 3
Konnichi wa :) Bir damat ferit ile moda programımıza daha hoşgeldiniz canımın için moda ve damat severler. Uzun zamandır tüyolarıma, moda önerilerime açsınız biliyorum kızlar. Bilmeyenler için hatırlatayım bu bölümde benim hoşuma giden çeşitli kıyafet ve aksesuarlardan bahsediyorum. Daha önce üzeri tüylü eldivenler ve saç bantlarından bahsetmiştim. Moda dünyası bildiğin çalkalandı o zamanlar, tüm kızlar gitti birer üzeri tüylü edilven ve saç bantı aldı. Şimdi bu ikiliyi tamamlayabilecek bir öneri daha geliyor. Bunu da çok seviyorum, çok yakışıyor bence lan :))


- Kareli gömlek

Şimdi bebişler öncelikle şunu açıklığa kavuşturalım her kareli gömlek kareli gömlek değildir. For example, her kareli gömlek oduncu gömleği de değildir. Onlar kategori dışı :)) Oduncu giyenlerin köprüden atlamasına yardım edebiirim, bundan büyük bir zevk duyacağımdan emin olabilirsiniz huhe:)

Kareli gömlek deyince böyle çuval gibi upuzun böyle neredeyse dize kadar gelen gömlekler aklınıza gelmesin, böyle hafif dar ama çok değil rahat aynı zamanda. Belden daralacak ama gömlek ve üzerinizdeki pantolon'un kemer hizasında bitecek uzunluğu. Daha uzunu kabul değil bebişim :) Günlük giyim için çok ideal bir seçim herkes size hayran olacak çok şirin olacaksınız :)) Ayrıca en güzel kot ile gidiyor, bunda hemfikiriz sanırım. Gömleğimizin rengine göre pantolon açık veya koyu olabilir. O kadarını da siz düşünün yahu :))

Kareli gömleğimizin rengi çok önemli tabi. Siyah tonlarından uzak duralım bana kalırsa bebişler böyle açık tonlarda, kırmızı tonlarda da olabilir. Yani doğayı hatırlatsın gömlek bizlere. Gömlek de kaybedelim kendimizi. Kareli gömleği ayrı bir çekim gücü var zaten gören size aşık olacak kesinlikle. Deneyin pişman olmazsınız. örneğin kareli gömlek giyince nasıl tepkiler alacaksınız örnekler vereyim, açıkayıcı olsun :)



Sizi gören bir karadeniz uşağı: "uyyy ne tatluu bir şey bu kız çok doğal, aklıma bizumm karadenizun yaylarıı gelduu" huhe.

Aynı zamanda kareli gömlek giyice çok cool olacaksınız bundan emin olun, bana güvenin. Sizi gören bir apaçi hemen "ohh myy godd görüyonn mu necmettin yavruyu nasıl da salınıyoor, gömleğinin kareleri olayımm yavrumm" diyecek. Ne kadar da güzel değil mi :))

Bitti mi bitmedi toplumun her kesiminin ilgisini çekeceksiniz. Örneğin bir yakışıklı gelecek ve diyecek ki size "bir kareli gömlek ancak bu kadar yakışabilir bir insana, nereden aldınız ben de anneme alayım" (burada kendime kendime uzun uzun random güldüm ) :))

Tercih sizin bebişler. Günlük tercihler arasında bence başa oynar güzel bir kız için. Ama damatcımm ben güzel değilim giymeyeyim o zaman demeyin. Her kadın güzeldir bazısı fazla bazısı az. Çirkin yok :))

Öptümbay.

Onu kendine nasıl aşık edersin Olmadii bastan farkıyla

Onu kendine nasıl aşık edersin? | Olmadii bastan farkıyla


Erkekler türlü oyunlarla kadınları kendilerine aşık edip, kimin nerde bir zaafı varsa en dibine kadar onu kullanıp yeri geldiğinde yine o seviyorum dediği kadını arkadaş ortamlarına meze yaparlar –mecazi anlamda-. Sevgili bolgdaşlarım eğer ki bir erkeği kendine âşık etmek istiyorsan biraz sonra yazacağım maddeleri eksiksiz olarak uygula. Sende göreceksin ki gözünde büyüttüğün o adam nasılda kapında kemik bekleyen köpek gibi olmuş – teşbihte hata olmaz beyler kızmayın!-

1-    Kendi hayatınız olmalı;
Erkekler kendine güvenen kadınları her fırsatta ezmeye çalışsalar da aslında içten içe ‘öz güven’ dış görünüş kadar önemlidir onlar için. Öncelikle onu hayatınızın merkezine yerleştirmek yerine, hayatınızın aslında sadece ondan ibaret olmadığını gösterin.

2-     İlk adımı atan siz olmayın;
Aşkta gurur olmaz arkadaş ben seviyorsam gider söylerim’ dersen çok yanılırsın. Bir laf var illaki bilirsin ‘kaçan kovalanır’ diye sen süründür süründürebildiğin kadar muhakkak kaçtığın sürece seni kovalamaya devam edecektir. Aksi takdirde seni gerçekten sevdiğini anlayamazsın acaba gerçekten seviyor mu? Yoksa fırsat bu fırsat hazır ayağıma kadar gelmişken fırsatı değerlendireyim mi diyor, bilemezsin!

3-    Basit olmayın; İlişki nasıl başlarsa öyle gider eğer ki sen bu yeni başlayan ilişkide çok fazla gevşek olursan yandın! Tabi ki sıcak davranmak erkeklerin hoşuna giden bir şey ama eğer ki senin amacın onu kendine âşık etmekse geri çekileceksin aradaki mesafenin çizgisini çekeceksin ki senin basit bir insan olduğunu düşünmesin.

4-    Değer verdiğinizi gösterin; E bu ne şimdi hani çok sıcakkanlı olup gevşemeyecektik derseniz babayı alırsınız bilemediniz derim. Değer verdiğini göstermek illa hediyeler almak veya kendinizi ona adamak falan değildir. Güzel bir söz veya onun günlük hayatında aklına takılan bazı şeylerde yardımcı olabilirsiniz. Böylece eğer odun değilse ona değer verdiğinizi anlar.

5-    Baskı yapmayın; Nerdesin? ne yapıyorsun? kim var? neden gittin? ve türevleri tarzında bir soru yığınları oluşturursan kendinden kaçırırsın o adamı, aşık olacağı varsa da olmaz. Bırak o söylesin sana, neden onu merak etmediğini o düşünsün eğer ki sen sadece ne yapıyorsun diye sorsan sana cevabı illaki verecek ha aksi taktirde sen milyon tane soru da sorsan eğer sana yalan söyleyeceği bir durum varsa doğruyu söylemez. Hangi erkeğin kızlarla oturuyorum ve ya seni aldatıyorum aklında soru kalmasın hayatım dediğini duydunuz? O yüzden bırak ne kendini hırpalamanın bir anlamı var nede onu soğutmanın…

6-    Taviz vermeyin; Prensiplerinizden ödün vermeyin, öncelikle kendinize saygı gösterin ki o da size saygı göstermeyi öğrensin.Onunla sürekli kavga içerisinde olmayın, kıskansanız bile belli etmeyin ve en önemlisi onsuz olamayacağınız düşüncesini sakın hissettirmeyin… Yoksa onun hayatında gelip geçici bir ilişki olarak kalacak ve bu oyunu akıllı oynayan bir kadın onu senin elinden alacaktır.

7-    Ve son olarak dürüst olun;
Bunun açıklamasını yapmama gerek yok sanırım. Dürüst olun size güvensin, asıl önemlisi adam olun canımı yiyin la :)

İşte bu kadar basit.  Yanlış anlamayın elbette ki aşk bir oyun değil ama sadece aşk için yaşarsanız acılarını da en dibine kadar yaşamak zorundasınız bu kaçınılmaz sonunuz olur. Hayatınızı ona adamayın unutmayın ki bu hayat sadece aşktan ibaret değil…

Spot Işığını Arayan Kızlar 2013

Spot Işığını Arayan Kız | Blog
Merhaba, uzun zamandır yeni bloglardan bahsetmediğimin farkına vardım az önce. Bu iş böyle gitmez diyerek yazmaya başladım. Zaten iş-güç derken blogu çok boşladım bari bu açığı kapatalım değil mi. Tabii bu kadar aradan sonra böyle çok çok güzel bir blogdan bahsetmek gerekirdi. Epeydir aklımda olan merak ettiğim ama geçen güne kadar bir türlü ne okuyabildiğim ne de takibe aldığım bir blogdan bahsedeceğim :)



Blogun Adı: Spot Işığını Arayan Kız


Süpersonik bir blog ile daha beraberiz. Bloga seçtiği isim bile bir değişik sevgili blogcumuzun. Kendisi blog dünyasına Kütahya'dan katılıyor. Anadolu'nun bağrından yani. Böyle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirler dışından yazan blogcuları nedense böyle daha çok seviyorum veya daha çok sempati ile bakıyorum. Nedeni yok ama sanırım farklı yerler farklı tatlar veriyor ya ondandır, neyse :)

Kim ki bu spot ışığını arayan, şekerli çilek seven kız diyenler için blogcumuz söylüyor nihavend makamından, evet sendeyiz QueenE;
"Uçuk kaçık hayallerim var. 18 yaşındayım ama sadece görünüşte. Hatta görünüşte bile yaşımı göstermiyorum. Bu sene üniversite sınavına ikinci kez gireceğim. Sinir stres modundayım. Beni sevmenizi beklemiyorum ama severseniz de fena olmaz hani. Bu çocuk tavırlı kızı mutlu etmiş olursunuz. Ha bir de artık pembe gözlükleri yok gözünde. Herşey renkli. Genelde hep gülümsüyorum. Bu yüzden de sol yanağımda kocaman bir gamzem duruyor. Ama ağladığımda da kimse beni susturamıyor. Müziğe bayılırım hele de güne bir melodi ile başlamaya hayır demem. Kolye, bileklik gibi süslü eşyalara bayılırım. Biraz şımarığım ama pek belli etmem. Pembeyi çok severim. Uzun sözün kısası, Spot ışığını Arayan Kız benim. Blogumda beni daha yakında tanıyabilirsin."

Evet tekrar birlikteyiz. Okuduğunuz gibi çok "cici" bir blogcu QueenE. Kendileri ayn zamanda üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Son yazısında okuduğumuz kadarıyla sınavlarda yükselen bir başarısı ve kendisine açılmayan bir çocuk var. Aşk hayatı da çok büyük gelişmelere gebe yani. Çekirdek alıp heyecanla okuyabileceğiniz şeyler olabilir yakında öyle hissediyorum hehe :) Ama buradan bir amca tavsiyesi bir ukturkhoca tavsiyesi olarak QueenE'ye diyorum ki, bence onun açılmasını bekleme direkt git sen söyle. İnceldiği yerden kopsun yahu :)

Kişisel bir blog anlayacağınız gibi. Sıkılmadan okuyabileceğinizi düşünüyorum. Sohbet eder gibi rahat yazım tarzına bayıldım ben açıkçası. Ayrıca istihbarat ekibime görev verdim kendisi hakkında çok gizli bilgilere de ulaştım. İşte onlar, başka yerde yok!11

Birazcık takıntılı ve paranoyak bir yapısı var. Meraklı mı meraklı öyle böyle değil. Ayrıca çok çabuk küsen bir insan ama sonra pişman olup çabucak da barışıyor. Öyle melek bir insan. Normal anlarında sanırsın bir melek ama sinirlendiği zaman ise bildiğin şeytan. Aaa bak bu aynı ben :) Sevecen ama asosyal. Yazmaktan büyük zevk alan birisi aynı zamanda, her insan gibi o da film, kitap, müzik üçlüsünden büyük haz duyuyor. Hayal kurmayı seven, başkası olma kendini ol felsefesini kendisine kılavuz edinimş yüce bir varlık. Fakat çok şımarık kendileri onu da belirteyim. Arkadaş canlısı bir yapıya sahip olup gossip girl ve supernatural izlemekten kendimi alamıyorum diye beyanatlarının olduğu söyleniyor. Batıl inançları var ve aşırı kıskanç ve bir Koç burcu!1

Evet istihbarat raporlarımızı da aktardık şimdi de son olarak blogun benece en güzel kategorisinden bahsedelim. Ben Neden Çocuksu Tavırlarımdan Kurtulamadım? Çok güzel lan vallahi bak. Hani bir kere yazmıştım en güzel blog yazı dizileri diye aha işe bu da onlardan biri bence. Okumayan pişman :)


2013 Evlenilecek kız bulma rehberi sizlerle

Evlenilecek kız bulma rehberi .
Merhaba, geçen aylarda evlenilecek erkek kimdir diye yazdıktan sonra neden evlenilecek kızların özelliklerini yazmıyorsun diye çeşitli tehditler aldım. Artık bu baskılara daha fazla dayanamadım, aslında bunları kendime saklıyordum ama artık zamanı geldi bence. Gençlerimiz evlenilecek kız nasıl olur acaba lan düşüncesinden kurtulacak bu yazıdan sonra. Ayrıca evde kalkmaktan korkan kızlarımız da kendilerine çekidüzen vereceklerdir eminim, yoksa kendileri kaybeder :)


- Çayı köpürtmeden koymayı, kahveyi köpüklü yapmayı bilecek!

Malesef en çok yapılan yanlışlardan biri. Çok ayıp! Kızlarımız çayı gelişi güzel koyuyor. Böyle yavaş yavaş narin koyacaksınız bardağa. Ne oluyor sonra köpüryor haliyle. Köpürmüş çayı alan gencimizin suratında bir ekşime, içinde ise yok abi bunla evlenilmez düşüncesi oluşuyor. Kahve de tam tersine köpüklü olacak, tam kıvamında. Bu ikisini yapamayanla evlenilmez arkadaş. Biraz özen lütfen!!1 Beğenmiyorsan kalk çayını kendin koy diyenler var ki bi de aman allah onlar düşman başına. Koş koş kaç kaç, evlenmeyi bırak eğlenilmez de :P

- Ailesi çok kalabalık olmayacak

Kalabalık aileler güzeldir, bazısı sever bazısı sevmez. Ama bir damat için çekilmez çiledir arkadaş. Düşünsenize evlenmişsiniz bir sürü tanımadığınız adam, abla, teyze, kardeş, yeğen ,kuzen falan filan :) Hele aralarında böyle zibidiler varsa, oo enişte naber diye gelirler yanınıza, dalga geçenleri bile olur biraz yüzünüz yumuşaksa :) O yüzden hiç böyle risklere gerek yok, nerede çöpsüz üzüm var onu seçin. Dertsiz tasasız, bayramda ayy ziyarete gelmediniz bize dırdırından da kurtulmuş olursunuz.

- Yüzüne bakılacak olmalı, azıcık da güzel olsun

Evet, dünya güzeli aradığı yok hiçbir çekirgenin biliyorum. Ben de aramıyorum zaten. Ama en azından eli ayağı düzgün olsun değil mi? Şöyle sabah gördüğümüzde hortlak görmüş gibi olmayalım :) Şöyle ayy ne güzel, ne şanslı adamım falan diye kendimizi avutalım :)

- Gülümsemesini bilecek, suratsız ve şirret olmayacak

En önemlisi de bu sanırım. Suratsız, şirret sürekli kavga çıkaran ve hiç gülümsemeyen biri ile evlendiğinizi düşünebiliyor musunuz vallahi ben düşünemiyorum. Hayır böyle biri ile insan nasıl evlenir zaten aklım almıyor. Çok büyük kumpasa gelmişsiniz demektir böyle bir şey olursa zaten ya da bir yerleriniz açık kalmış rüyadasınız, kabus mu deseydik :) Gerçek ise oturun ağlayın bence. Bir erkeğin ömrünü ne sigara ne alkol ahanda bu suratszılık kısaltır bence. Hayat zindan allahım düşünmesi bile zulüm :)

- Az da olsa çocuk sevsin, nefret etmesin

Eee evlendik bari bir de çocuk yapalım değil mi? O kadar masraf yapmışız bir meyve hasadı almak lazım bence ki daha anlmalı olsun bu birliktelik. Allahım ne güzel de söyledim :)

Bir örnek ile şekillendirelim bunu öhömmm... burada kahramanlarımız Selma şirret, suratsız ve çocuk sevmeyen biri, Necati ise tam bir aile babası ideal erkek :P

- Selma, senden bir kızımız olsun istiyorum..
+ Saçmalama Necati yaaa, zamanım yok benim uğraşamam çocukla falan, ayy bir de ağlar o hiç çekemem vallahi konkenim var benim...
- Sen bilirsin canım, peki o zaman bir kahve yap da karışıklı içelim.
+ Kalk kendin yap Necati, uşağın mı var aaaa manikür yapıyorum görmüyor musun, annem dediydi bu sana iyi bakmaz diye dinlemedim.. böhüüü :/
- (Kalkar yapar tam kılıbık)
+ Bunun köpüğü nerede necati allah canını almasın, neyse kızmayacağım cildim kırışıyor sonra, ne diyeceğim yarın kuzenimin amcasının dayısının oğlunun kızı bize gelecek, ona göre hatırlatayım.
- Kim kim...:/?!

Türkiye Neden Dünya Markasına Sahip Değil

Türkiye'nin Neden Dünya Markası Yok ki?
Hellö sevgili BlogMania okurları.

Çook çook uzun zamandan beri yazmıyorum zannederim bu aziz bloga. O yüzden dedim yetti bu kadar ayrılık, şu son zamanlarda kafama taktığım konuyu masaya yatırayım. Hem bakalım Blogmaniacılar ne düşünecek benim tespitlerim konusunda acep?

Efenim, New York'a gelince uzun zamandır görmediğim arkadaşım Gökhanla yeniden o pazarlama sohbetlerimizden birini yaptık. Yine ne kadar keyifli bir sohbet olduğunu anlatmama gerek bile yok aslında. Gökhan Türkiye'deyken de sohbetinden en keyif aldığım insanlardan biriydi. Laf lafı açtı, onu eleştirir, buna kızarken sohbetimiz döndü dolaştı yine geldi aynı konuya: "İşte abicim, Türkiye neden marka çıkarmıyor sorusunun cevabı budur" dedik ikimiz de.


Bize göre en büyük sebeplerinden biri "uyanık esnaf" kafasından bir türlü sıyrılamamamız. Birçok başarılı iş adamı ya da profesyonel yola idealist çıkıyor belki de. Kafalarındaki hayali gerekleştirmek için çok uğraşıyorlar. Kimi zaman insanlara usanmadan sıkılmadan projelerini anlatıyorlar. Yeri geliyor devlet kapısında işlerini halletmek için sürünüyorlar. Ya tüm bunların yorgunluğu idealleri unutturuyor ya da işler tıkırında gitmeye başlayınca alınan arpanın tadından idealler unutuluyor, göz ardı ediliyor. En çok kızdığım, eli biraz para görünce daha fazla para hırsıyla kalitesinden, farklılığından vazgeçip ucuzcu (ham madde ya da iş gücü) olmaya başlayan kesim. Böyle köylü kurnazlığıyla nasıl insanları peşinden sürükleyen, arzulanan bir marka çıkarabilirsiniz ki. Herkesten önce siz yaptığınız "şeye" olan tutkunuzu yitirmişsiniz. Sizin tutkunuzu yitirdiğiniz "şeye" (ürün) insanlar neden daha fazlasını ödesin neden onu üstünde taşısın?

Bu yazıyı hazırlarken aklıma daha çok başlık gelmeye başladı. (:

Zannederim bu başlıklardan biri de kurumsallaşamamış zihniyetlerimiz olur. "Profesyonellik" kelimesinin anlamını bilmememiz; bize treni kaçırdık mı kaçırıyor muyuz, konuşmalarını yaptıran düğüm noktalarından biri aslında. İşi bilenden ziyade berikinin yeğeni ötekinin bacanağına yaptırarak nasıl bir kurum kültürü oluşturabilirsiniz.

Konuşacak, üstüne eğilip düşünecek çok nokta var aslında ve bu konu tartışması o kadar lezzetli bir konu ki deyim yerindeyse ağzımın suyu akıyor.

-------------------------------------

Amerika'dan bahis açıldı. Sistemlerinin ne kadar gelişmiş olduğundan, müşteri tarafında sorunların ne kadar çözümcü ve ne kadar tıkırında yürüdüğünden, Amerika' nın nasıl marka cenneti olduğundan. Interbrand.com' a göre 2010 yılındaki en iyi markalarda ilk 10'daki 9 markanın Amerikan markası olması sanırım tesadüf değildir*. Düşününce şaşırmamak gerekiyor aslında. Frederick W. Taylor 1911 yılında yönetimin bilimsel ilkelerini kitaplaştırırken  sanırım biz Dünya Savaşı'na girip girmemeyi tartışıyorduk. Bırakın markalaşma sürecini ortada fabrikalaşan bir ülke yoktu. Türkiye yokmuş hatta ortada.

Siyasal açıdan evrimini ve gelişimini tamamlayamamış bir ülkeden zaten markalaşmayı nasıl bekleyebiliriz gerçekten bilmiyorum. Ülkenin birçok sorununda her ne kadar farklı dengelerin (grupların) sözü geçiyorsa da; ülkeyi oluşturan tebaanın da cahil ve bilimsellikten uzak olması, tüm bu süreçleri daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor.


Neden kolayca marka olabileceğimiz bazı konuları başkalarına kaptırdığımız (Rumların Türk Kahvesi dahil birçok şeyi nasıl kendi markaları gibi kullandığını görüyoruz. Bu konuda oldukça başarılı bir yol izlediklerini düşünüyorum. "Ülke/marka" konusu devreye giriyor burada devreye ki; kesinlikle önem arz eden diğer bir başlıktır "markalar" konusunda.) konusuna gelecek olursak eğer; bu noktada toplum olarak içine kapalı bir sisteme sahip olmamız konusunu dile getirebilirim. Tarihimizi ve öz değerlerimizi yeterince bilmediğimizden, diğer toplumları; zengin kültürel mirasımızla etkileyeceğimize, üstüne bir de alt-kültürlerden etkileniyoruz. O yüzden yıllardan beri gelen din tartışmaları var bu ülkede. Aslında tartıştığımız şeylerin birçoğunun  Arap kültürüne ait olduğunu birçoğumuz bilmiyoruz bile.

Yurt dışında güçlü bir topluluk bilincimizin olmaması sanırım diğer ana noktalardan biri bu başlıkta. Tüm bunların önemini çok yeni fark etmeye başladık toplum olarak. "Ülke/marka" konusunda en çok güldüğüm şey ise tembelliğimiz yüzünden yıllardır umursamadığımız konularda birden milliyetçilik damarlarımızın kabarması. Komşu yıllardan beridir sistematik çalışmış; adam tabi ki Türk Kahvesini de sahiplenir, rakıyı da beyaz beyniri de, döneri de, mezeleri de... Şimdi millliyetçilik yapmak yerine sakin şekilde marka çalışmlarına devam etmeli (:


Dedim ya bu marka konusu enfes bir konu. Yazıyı yazma amacım ikinci paragraftaki konuydu sadece. Gelin görün ki daha neler neler çıktı düşününce. Eminim daha değinmediğim birçok alt başlık (hatta belki ana konu :)) da vardır. Mesela değinmek istediğim konulardan bir tanesi de ara ürün ihracatına yoğunlaşmak, dış ticaret hacmindeki delik...

Son söz olarak marka yaratmak isteyen sevgili arkadaşlarım  lütfen yabancı isimlere göz dikmeyin. Bunu yaparsak yine bize "has" bize "özgü" bir şey olmayacak. %100 Türk tadı olmayacak. Ha tabi bir de bunu yaparken Laleli'deki ya da Nişantaşı'nın arka sokaklarındaki çakma isimlere benze ihtimalinden bahsetmek istemiyorum bile (:

Sizden son ricam şu linklere daha göz atmanız olacak (: [1] [2] [3]

Daha yapılacak çok şey gibi görünüyor, haa... Ne dersiniz?


*Listenin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Betül KARA

22:39
27 Eylül 2011, Salı

Blogger tarafından desteklenmektedir.